Prokopis Pavlopulos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Prokopis Pavlopulos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Kasım 2017 Cuma

YUNANİSTAN CUMHURBAŞKANI PAVLOPULOS TÜRKLERİN VARLIĞINI REDDEDİYOR

“Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos “Onlar dinen Müslüman olan Yunan vatandaşlarımızdır ve kendilerine tam dinî özgürlüğü temin etmekteyiz” “Dün ve önceki gün maalesef duyduğumuz sözde azınlık açıklamaları gibi açıklamalar Lozan Antlaşması’nı doğrudan ihlal etmektedir ve akıl almaz, kabul edilemez” dedi. „

“Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos “Onlar dinen Müslüman olan Yunan vatandaşlarımızdır ve kendilerine tam dinî özgürlüğü temin etmekteyiz” “Dün ve önceki gün maalesef duyduğumuz sözde azınlık açıklamaları gibi açıklamalar Lozan Antlaşması’nı doğrudan ihlal etmektedir ve akıl almaz, kabul edilemez” dedi. „

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun Yunanistan Gezisinin Ardından Yunanistan Cumhurbaşkanı
Prokopis Pavlopulos Yine Kin Kustu

 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu 2 Kasım’da Yunanistan’a gitti ve çeşitli temaslarda bulundu Batı Trakyalı Türklerle bir araya geldi. (Bakan Çavuşoğlu; 1972 Gümülcine Doğumludur)

AKP milletvekilleri Salih Çetinkaya,  Salih Fırat ve Mehmet Akyürek, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)  Başkanı Serdar Çam ve Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ile Türkiye Atina Büyükelçisi, Yaşar Halit Çevik; Bakan Çavuşoğlu’na bu gezide eşlik ettiler.

İlk olarak Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği’ne giden Bakan Çavuşoğlu burada Atina Büyükelçimiz Yaşar Halit Çevik eşliğinde “İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu” yetkilileri ve “İmrozlular Derneği” yetkilileri ile bir saat süren bir toplantı yaptı.

31 Ekim’de "Dini ve Kültürel Çoğulculuk ve Barış İçinde Bir Arada Yaşama Konferansı" için Yunanistan’da bulunan Rum Patriği Bartholomeos da Büyükelçiliği’mizi ziyaret etmişti.

Aşağıda; Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun Yunanistan ziyaretindeki temaslarını bir haber niteliğinde verdikten sonra ilk olarak; İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu’nun aynı gün yayınladığı bir deklarasyonu ve ardından Bakan Çavuşoğlu’nun Yunanistan ziyaretinden evvel TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşma içeriği ve Yunanistan ziyareti esnasındaki söylemlerinden ötürü Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos’un “aksiseda” gibi verdiği tepkiyi irdeleyeceğiz.

Yazımızın içeriğindeki bilgiler ve açıklamalar; Batı Trakya’da yayınlanan Türk medyasından derlenmiştir. Atina Büyükelçiliği’mizdeki İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu ve İmrozlular Derneği yetkilileri ile yapılan görüşmenin ayrıntıları ise İREF ve diğer Yunan/Rum siteleri ile sosyal medya kaynaklarından derlenmiştir.

İlginç olan; Sayın Çavuşoğlu’nun gerek TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşma içeriğinin ve gerekse Cumhurbaşkanı Pavlopulos’un anında verdiği aşırı tepkinin ulusal basınımızda hiç yer almamasıdır!

Hakan Çavuşoğlu Büyükelçilik ziyaretinin ardından Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias ve ardından (Aslen İstanbul doğumlu bir Rum olan) Yunanistan Eğitim, Araştırma ve Din İşleri Bakanı Konstantinos Gavroğlu ve ardından Başbakan Yardımcısı Yannis Dragasakis ile görüştü. Gavroğlu ile görüşmesinden sonra Bakan Çavuşoğlu basın mensuplarına şu şekilde konuştu:

Benim Batı Trakya doğumlu olmam ile Bakan Gavroğlu’nun da İstanbullu bir Rum olmasının karşılıklı sorunların çözümü için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Eğer biz bu hususta inisiyatif almazsak bize bu görevi verenlere ve içinden çıktığımız topluluklara haksızlık olur. Biz artık meselelerimizi kapalı kapılar ardında birbirimizin ardından konuşmuyoruz. İlk ağızdan oturup konuşabilecek seviyedeyiz.

Hakan Çavuşoğlu Yunanistan’a yaptığı ziyaretin ikinci gününde Gümülcine’ye gitti ve Batı Trakya İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’nin (BİHLİMDER) onuruna verdiği sabah kahvaltısına katıldı ve Başkan Mehmet Emin Ahmet ile diğer dernek yöneticileri ile görüştü.

Gümülcine Seçilmiş Müftülüğü’ne de giden Hakan Çavuşoğlu Seçilmiş Müftü İbrahim Şerif ile görüşmesinin ardından Gümülcine Türk Gençler Birliği’ni (GTGB) de ziyaret ederek soydaşlara “İnsanların ömründe unutamayacağı dönüm noktaları vardır. Ben de unutamayacağım bir gün yaşamaktayım. Tamamen sizin bağrınızdan çıkmış, burada doğmuş, burada büyümüş, geçmişteki hatıralarıyla buraları her daim iliklerine kadar işlemiş bir arkadaşını ve kardeşiniz olarak bugün sizlerle burada böyle bir kucaklaşmayı yaşamak benim için çok büyük onur ve gururdur.” şeklinde bir konuşma yaptı.

Celal Bayar Azınlık Lisesi’ne yaptığı ziyarette ise kendisini Rodop Milletvekilleri Ayhan Karayusuf ve Mustafa Mustafa ile okul yöneticileri ve öğrenciler karşıladılar. Bakan Çavuşoğlu ve beraberindeki heyet Gümülcine’den ayrılarak görüşmeler yapmak üzere İskeçe’ye de gitti.

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yunanistan gezisinden önce TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakan Yardımcılığına bağlı kurumların bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, Batı Trakya’daki soydaşlarla ilgili olarak sorulan suallere aşağıdaki cevapları verdi.

İstanbul’daki Rum, Ermeni ve Yahudi vatandaşlarımızdan da Yunanistan’a gittiklerinde ‘Batı Trakyalı soydaşların hakkını verin’ demelerini bekliyoruz.”

Komisyonda kendisinin de Batı Trakya Gümülcine’de doğduğunu ve bir azınlık ilkokulunda okuduğunu ifade eden Bakan “İçinde doğup büyüdüğüm atmosferin içinde yaşamış olduğum bazı olaylar ve kişisel tarihim neticesinde mutlaka empati yapmayı ön plana alıyorum.”şeklinde konuştu. Azınlıkların, bırakıldıkları ülkelere bir emanet olarak tevdi edildiklerini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Ben böyle görüyorum. İstanbul’daki gayrimüslim azınlıklarımız Türkiye’ye; Yunanistan, Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığı da Yunanistan’a emanet edilmiştir.

İstanbul’da 64, Çanakkale’de 6, Hatay’da 7 Rum vakfı ile İstanbul’da 48, Hatay’da 3, Diyarbakır’da, Mardin’de, Kayseri’de birer Ermeni vakfı bulunduğuna işaret eden Bakan Çavuşoğlu; İstanbul’da 12, Hatay’da 2, Çanakkale’de, Bursa’da, Ankara’da, Kırklareli’nde, İzmir’de de birer Musevi vakfı ile İstanbul’da 1, Şırnak’ta 1, Diyarbakır’da 1, Mardin’de 6 ve Elazığ’da 1 Süryanı vakfı da bulunduğuna dikkat çekmiştir ve Türkiye’de Keldani, Bulgar ve Gürcü vakıflarının da olduğunu söylemiştir. Son 15 yılda vakıflarla ilgili yapılan yasal düzenlemeleri de anlatan Bakan, AK Parti iktidarları olarak vatandaşların demokratik haklar bağlamında her türlü hakka sahip olmasını arzu ettiklerini de vurgulayan Çavuşoğlu, Ermeni kültür mirasının korunmasına yönelik projeleri anımsatarak; bu çerçevede 3 Ermeni uzmanın 2015’te Türkiye’ye geldiğini, söz konusu çalışmalara katılarak incelemelerde bulunduğunu vurgulamıştır.

Komisyonda HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan’ın, sorularına da yanıt veren Bakan, Kültür ve Turizm Bakanlığınca restorasyon çalışmaları yapılan Ermeni kilise ve eserlerine de değinerek şöyle konuşmuştur. “Erivan’daki Serdar Sarayı’ndan haberiniz var mı? Nerede bu saray? Yerinde var mı? Kalıntısı var mı? Yeller esiyor. O zaman sayın Paylan sizden bir ricam var. Kim yapmış biliyor musunuz? Revan Hanı Hüseyin Ali Han yapmış. Lütfen şimdi basın açıklaması yapın ve bunların gün yüzüne çıkarılması için Ermenistan’ın gerekli işleri yapmasını isteyin. Eğer yapamıyorsa TİKA ile iş birliği sağlasınlar, biz yapacağız. Şah İsmail Mescidi… Haberiniz var mı Ermenistan’da bulunduğundan ve ne durumda olduğundan? Yok, şu anda yok. Şah Abbas Mescidi şu anda yok. Ülkemize haksızlık yapmak gerçekten de olmuyor.”

Çavuşoğlu ayrıca Ruhban okuluyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları bulunduğunu da belirterek, “Ben öbür gün Batı Trakya’da olacağım. Bunları yaptığımız için Batı Trakya’daki soydaşlarım benim yakama sarılıp, ‘niçin bizim hakkımızı istemiyorsunuz’ diye bağırdıklarında ne söylememi istiyorsunuz?” diye sordu.

Garo Paylan ise “Hep mütekabiliyet” diyorsunuz. Onlar bizim vatandaşlarımız. Biz yapalım onlar utansın deyin” şeklinde konuşmuştur.

Bakan Çavuşoğlu ise “İstanbul’daki Rumlardan da Ermenilerden de Yahudilerden de Yunanistan’a gittiklerinde ‘Batı Trakyalı soydaşların hakkını verin’ demelerini bekliyoruz.”  Söylemini yineleyerek “Ruhban okulu açın diyorlar! Yunanistan’da çıkarılan kanun var ama müftülüklerin seçimi yok. Atina’daki bizim Fethiye Camisi’ni restore ettiler ama müze olarak kullandırılıyor. Bunlar yaşanırken biz bunları yaparken birilerinin de bunları görmesi gerek. Biraz evvel bahsettiğim Ermenistan’daki Osmanlı yadigârı eserlerin restorasyonu için çağrıda bulunun! Ruhban Okulu’nun açılmasının şartlarını Sayın Cumhurbaşkanımız 2012 yılı 8 Şubat’taki grup toplantımızda açıkladı. 3 şart söylemişti. Onları size hatırlatıyorum” dedi.

Bakan Çavuşoğlu’nun TBMM Komisyonunda söylediği açıklamalar Batı Trakya’daki Türk basınına yansıdı. Batı Trakya’da yaptığı konuşmalar sırasında da aynı söylemleri yineledi. Bu konuşmalarda Batı Trakya’daki Türklerden “Türk Azınlığı” olarak bahsetmesine ise Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos sert bir dille karşılık verdi.

Pavlopulos yaptığı nezaketsiz açıklamada “Batı Trakya’da sadece dinî azınlık vardır” dedi ve konuyu Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine dahi bağladı ve şöyle devam etti:

Onlar dinen Müslüman olan Yunan vatandaşlarımızdır ve kendilerine tam dinî özgürlüğü temin etmekteyiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı “Dün ve önceki gün maalesef duyduğumuz sözde azınlık açıklamaları gibi açıklamalar Lozan Antlaşması’nı doğrudan ihlal etmektedir ve akıl almaz, kabul edilemez ve tabiî ki kabul görmeyen açıklamalardır” ifadelerini kullandı.

Güneydoğu Akdeniz’de gerçekleştirilen Yunanistan-Mısır ortak askeri tatbikatına Türkiye tarafından yapılan tepkilere de bu basın açıklamasında yanıt veren Cumhurbaşkanı Pavlopulos “Bu bir yakın tehdit durumudur ve ihtiyatî savunma hakkımızdır. Bu söylemlerin bir yakın tehdit olduğu ise kendiliğinden kanıtlanmaktadır ve biz bunu çok iyi biliyoruz. Bunu; daha Kıbrıs’a yapılan işgal döneminden ve sürekli ihlallerde gördüğümüz tutumlarından biliyoruz” ifadelerini kullandı.

(Yunanistan’daki Türk Azınlığını kabul etmeyerek Müslüman Yunanistan vatandaşları şeklinde yaklaşan Yunan Devleti Türk söylemini ya da sıfatını bastırmak için Pomak faktörünü nasıl kullandığı hakkında kısa süre içinde bir yazımız çıkacaktır.)

----------------------------------------- 

İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu’nun 2 Kasım Tarihli Basın Bülteninin özeti:

İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu - 2 Kasım 2017

İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu ile Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ile Türk Büyükelçiliği’nde yapılan toplantı İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu adına Nikolaos Uzunoğlu, Genel Sekreter N. Anagnostopoulos ve Rumvader (Türkiye’deki Rum Vakıfları Derneği) adına George Theodoridis ile Atina’daki İmroz dernekleri yetkilileri katıldılar.

İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu adına şu iki konu ayrıntılı olarak ele alındı: 1- Bakan Hakan Çavuşoğlu'nun sorumluluğu 2-Türk Hükümetinin İstanbul’dan göç etmiş Rumların yeni nesillerinin geri dönmesi ile ilgili yükümlülüğü ve bu geri dönüşün aktif olarak desteklenmesi.

Ayrıca aşağıdaki konular da ele alınmıştır. Rum Cemaat vakıflarının seçimlerine izin verilmemesinde oluşan yasadışılık. Bu yasadışılık Rumlardan çok devlete zarar vermektir.

Türkiye; Balıklı Vakfı’na özel olarak tolerans göstermelidir. Burada 1991 yılından bu yana seçim yapılamamıştır.

Galata’daki üç kilisenin yasadışı olarak işgalinin 50 yıl boyunca devam etmesi. (Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin mülklerinden bahsediliyor)

Mazbut vakıfların geri verilmesi konusu. Vakıflar seçimlerinde Türkiye dışında yaşayan Rumların da katılabilmesi. 

---------------

https://soyledik.com/tr/makale/6648/yunanistan-cumhurbaskani-pavlopulos-turklerin-varligini-reddediyor--bojidar-cipof.html

ihttps://21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/balkanlar-ve-kibris-arastirmalari-merkezi/yunanistan-cumhurbaskani-pavlopulos-turklerin-varligini-reddediyor

28 Ekim 2016 Cuma

AYASOFYA’YA İMAM ATANMASINA YUNANİSTAN TEPKİSİ

Rum Patrikhanesi ve Bizans sever kesimlerden müze durumunda olan Ayasofya’da Yunanca ayin yapılması için zaman zaman talepler gelmekte, öte yandan ise başta Alperen Ocakları olmak üzere milliyetçi gruplar tarafından da en azından Cuma günleri Ayasofya’da namaz kılınması için talepler bulunmaktaydı.

Geçtiğimiz Kadir Gecesi’nde Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Ayasofya içinden yapılan bir canlı yayına katılarak söyleşi yaptı ve ardından uluslararası yarışmalarda dereceler almış hafızların katılımıyla 85 yıl sonra ilk kez minarelerinden ezan okundu.

Kurban Bayramı’nda ise Ayasofya meydanında bayram namazı kılındı. Bu iki eylem Yunanistan’ı fevkalâde rahatsız etti. Yunanistan Başkonsolosu bahsi geçen günlerde Sultanahmet’e giderek olan biteni yerinde takip etti ve ardından Yunanistan’da tepkiler ortaya çıktı.
Megali İdea” doktrininde; Türkiye coğrafyasında bulunan 3 Ayasofya’da ayin yapılmasının ardından İstanbul’un Konstantinopolis olacağı rüyası ya da hülyası bulunmaktadır. [1] 
Geçtiğimiz yıllarda 1. Ayasofya olan İznik’te Rum Patriği tarafından yönetilen bir ayin yapılmıştı. Trabzon’daki halen müze olarak faaliyette bulunan 2. Ayasofya’da ise bu talep oluşan yerel tepkilerden ötürü sadece söylemde kaldı.
Ancak 15 Ağustos 2010’da simgesel olarak daha üst bir dinî yer olan Sümela Manastırı’nda Rum Patriği Bartholomeos tarafından yönetilen Meryem Ana Yortusu ayini yapıldı. Bu ayin; başta Yunanistan olmak üzere dışarda coşkuya içeride ise tepkilere neden oldu. 15 Ağustos’un Yunanlılarca çok acı bir anlamı bulunmaktadır. Çünkü 15 Ağustos tarihi Meryem Ana Yortusu olmanın dışında aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet’in 1461’de Trabzon’u fethettiği gündür.
2010’da yapılan bu ayin Patrikhane ve Yunanistan çevrelerince en üst mertebede sevinç yaratmıştı. Sonraki yıllarda 2015’e kadar Sümela’da her 15 Ağustos’ta Bartholomeos’un yönettiği aynı ayin tekrarlandı ve bir anlamda –kendilerine göre- geleneksel hale geldi ve bir nevi “hak” olarak telakki edildi. [2] 
Ancak bu sene Sümela’da 15 Ağustos’ta ayin yapılmasına tamirat nedeniyle izin verilmedi! Bu sene için ayin izni verilmemesi başta Yunanistan olmak üzere çok üst düzey tepkilere neden oldu ki bunun en tepe örneği; Geçtiğimiz 15 Ağustos’ta Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos tarafından yapıldı. Gerçekleşemeyen ayine karşı alternatif olarak Yunanistan’daki “Vermio Dağı”nda bulunan “Panayia Sümela Manastırı”nda yapılan bir ayinde Yunanistan Cumhurbaşkanı Türkiye’ye adeta kin kustu! [3] 

İstanbul Ayasofya
Yukarıda belirttiğimiz gibi Megali İdea’ya göre 3. Ayasofya olan Çemberlitaş’taki Ayasofya’da Yunanca ayin yapma hülyası ise Yunan ve “Yunansever” unsurların en çok gerçekleştirmek istediği bir eylemdir.
17 Eylül 2010’da Yunan asıllı ABD vatandaşı Dolar milyarderi Chris Spirou’nun başkanı olduğu “Ayasofya’ya Özgürlük” (Free Agia Sophia Council of America)  adlı bir konsey; Ayasofya’da korsan bir ayin yapmaya kalkışmıştı. Chris Spirou kalabalık bir Yunanlı grubu finanse ederek, baskın bir şekilde ve gerekirse arbede yaratacaklarını da ifade ederek,  müze vasfında olan Ayasofya’ya ücret vermeden gireceklerini o günlerde çok sık çıktığı televizyon kanallarında duyurdu. Burada Ayasofya’ya ücret verilmemesi hususu; Ayasofya’yı müze değil kilise vasfında kabul ettiklerinden dolayıdır. [4] 
Ancak başlarında meczup Chris Spirou’nun bulunduğu gruba, İstanbul’a geldikleri takdirde can güvenliklerinin olmayacağının bildirildi ve bu eylem daha Türkiye’ye girmemiş olan grubun Yunanistan hududundan geri dönmesi ile akamete uğradı. [5] 

Aslında Ayasofya’da Çok Uzun Yıllardır Namaz Kılınmaktadır
916 yıl kilise 482 yıl cami olarak ibadete açık olan Ayasofya; 1935’ta Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye dönüşürken mabedin imam kadrosu günümüze kadar sembolik olarak korunmuştur.
1991’den itibaren ise Ayasofya’nın önden bakıldığında sağ arka kısmında bulunan “Hünkâr Kasrı” öğle ve ikindi namazlarında cami olarak Öğle ile İkindi vakitlerinde faaliyette bulundu. Ezanlar Sultanahmet Camii ile karşılıklı okundu.
Hünkâr Kasrı; Sultan 1. Mahmud zamanında ana binaya ilave olarak yapılmış bir kasırdır ve yapılmasından itibaren padişahlar ve beraberindekilerin Cuma günleri abdestlerini alarak ardından namaz kılmak için camiye geçtikleri bir mekân olarak kullanılmıştır.

Bartholomeos’un Patrik Oluşunun 25. Yıldönümü
22 Ekim 2016, Rum Patriği Bartholomeos’un patrik oluşunun 25. yıldönümüdür. Bu yıldönümü için İstanbul’da birkaç gün süren etkinlikler tertiplendi; Yunanistan ve birtakım ülkelerde kutlamalar yapıldı, kitaplar yayınlandı.
ABD Başkanı Barack Obama ve çok sayıda yabancı devlet adamı da Patriğe kutlama mesajları yolladılar. Obama’nın mesajında; Patriğin görevinde 25. yılını tamamlamasından ötürü duyulan memnuniyet ifade edilmekte, Bartholomeos’un öğretilerinin insanlar için bilgelik ve aydınlanma ayağı olduğu, insan hak ve özgürlüklerini desteklemesi ve mülteciler için yaptıkları övgüyle anılmaktadır.
22 Ekim günü Patrikhane içindeki Aya Yorgi Kilisesi’nde, Bartholomeos’un 25. yılını kutlamak için çok sayıda yabancı din adamı ve diplomatın da katıldığı bir ayin yapıldı.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın bir tebrik mektubu gönderdiği bu ayinde Yunanistan Hükümeti’ni Dışişleri Bakanı Yoannis Amanatidis, temsil etmiştir. Yeni Cumhuriyet Partisi Başkan Yardımcısı Adonis Georgiadis ise partisi adına ayine katılmıştır.
Ayinin sonunda Yunanistan Dışişleri Bakanı Yoannis Amanatidis patriği öven bir tebrik konuşması yapmıştır. Ayrıca geçtiğimiz Haziran’da Girit’te yapılan Pan Ortodoks toplantısını da büyük bir başarı olarak tanımlamış, bu toplantıdan modern Dünya’ya önemli mesajlar çıktığını vurgulamış ve Patriğe Ortodoksluk ve Helenizm için çok daha fazlasını başarması için güç dilemiştir.

20 Ekim’de Ayasofya’ya İmam Atandı!
20 Ekim’de Diyanet İşleri Başkanlığı bir ilk olarak buraya “İmam Önder Soy”u asaleten “Ayasofya İmam”ı olarak atadı. Önder Soy imamlıkta üst bir mertebe olan “Kurra Hafız”dır ve titri atamanın çok önemli olduğunu vurgulayan bir faktördür. Şu anda Ayasofya'nın dört minaresinden 5 vakit ezan sesi verilmektedir ve Hünkâr Kasrı’nda tüm vakit namazları kılınmaya başlanmıştır. Fatih Müftüsü İrfan Üstündağ, Hünkâr Kasrı'nın 5 vakit ibadete açık olduğunu belirterek, İmam Önder Soy'un görevlendirilmesiyle cemaat sayısının da çok arttığını vurgularken, geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda uzun yıllardan sonra ilk kez bayram namazı da kılındığını hatırlatmıştır.
İmam Önder Soy, yapılan atamayla ilgili olarak şunları söylemiştir: “İlk önce lâyık olamadığımı düşündüm ama bundan da vardır bir hayır diyerek ya Rabbim’den yardım dileyerek bu göreve başladım. Çevremdekiler hocam inanıyoruz ki siz orada çok güzel çalışmalar yapacaksınız diye dualarla birlikte bizi buraya uğurladılar. Normalde vakit namazlarında bay ve bayan olarak 100 kişi oluyoruz. Ama bugün neredeyse üç katı bir kalabalık cemaatle karşı karşıyayız” dedi. 21 Ekim’de kılınan ilk Cuma namazına yoğun ilgi oldu. İçeriye sığmayan cemaatin çoğunluğu bahçede ibadetlerini gerçekleştirdi.
20 Ekim’de yapılan bu atama ve ardından ilk Cuma namazının 21 Ekim’de kılınması Yunan çevreleri çıldırttı. Rum Patriği Bartholomeos’un göreve başlamasının 25. yıldönümünden iki gün evvel, ABD Başkanı Barack Obama’nın kutlama mektubuyla aynı güne denk gelen bu atama Yunanistan’da şok etkisi yaptı.
Yunanlar, Türkiye’de zaten yıllardır 2 vakit namaz kılınan bir yere asaleten imam tayin edilmesi ve 5 vakit namaz kılınmaya başlanmasına neredeyse çıldırdılar.
O kadar tepki verildi ki; Patriğin 25. yıldönümü etkinliklerine katılmak için İstanbul'a gelecek olan “Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos”, Ayasofya'da ezan okunmasını protesto etmek için İstanbul ziyaretini iptal etti.
Oysaki 11 Eylül’de 94 sene sonra, Sen Sinod Genel Sekreteri Barholomew Samaras’a episkopos rütbesi verilmiş (Ordinasyon)  ve ardından “İzmir Metropoliti” tayin edilmişti. Bu tayin için Yunanistan’da sanki İzmir’i yeniden işgal etmişler gibi neredeyse bayram etmişlerdi!
------------------
------------------

YUNANİSTAN CUMHURBAŞKANI PROKOPİS PAVLOPULOS TÜRKİYE’YE KİN KUSTU!

2010’da Cumhuriyet Tarihi’nde ilk olarak 15 Ağustos’ta Sümela’da ayin yapmak üzere Rum Patrikhanesi’ne izin verildi ve bu 2015’e kadar rutin bir hal aldı. Sümela’da aslında uzun zamandır taş düşmesi sorunları vardır ve şu anda da taş düşmelerine karşı, ziyaretçilerin can güvenliklerini tehlikeye atmamak için bir tamirat yapılmaktadır. Yunanistan Cumhurbaşkanı “Prokopis Pavlopulos” bu sene 15 Ağustos’ta Sümela’da ayin yapmamaları için bu tamiratın bahane edildiğini iddia ederek Türkiye’ye kin kustu!

Pavlopulos’un bu ani çıkışını irdelemeden önce biraz geriden başlayarak Sümela Manastırı’nda son birkaç yıldır yapılan ayinleri ve bunlara verilen izinleri irdeleyelim.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez 15 Ağustos 2010’da Sümela Manastırı’nda ayin yapmak üzere Rum Patrikhanesi’ne (Talebi üzerine) izin verilmişti. Sümela Manastırı’nın Hıristiyan Dünyası’ndaki bir adı da “Virgin Mary Monastery”dir. (Bakire Meryem Manastırı) Bu manastırın, MS.375’ten sonra inşa edilmeye başlandığı bilinmektedir. Bu bağlamda; 15 Ağustos, tüm Dünya’da “Meryem Ana Yortusu” olarak kutlanmaktadır ve yapılan talep; Sümela’daki ayinin manastıra da adını veren Meryem Ana Günü’nde bir ayin yapılmasıydı. 

Türkiye Devleti’nin azınlık vakıflarına ve mensuplarına fevkalâde iyileştirmeler yaptığı ve azınlık cemaatlerinin Cumhuriyet Tarihi’nde en fazla edinimler sağladığı bir dönemde böyle bir talep de devletçe hoşgörü çerçevesinde geri çevrilmedi.

Bir gazetede yapılacak ayin şu başlık ile yer almıştı: “Sümela'da ayinin şartları belirlendi.” [1]  Haberin devamı da şöyleydi: “Trabzon'un Maçka İlçesi sınırlarında bulunan Sümela Manastırı'nda 15 Ağustos'ta yapılacak ayine, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kısıtlama getirildi. Manastırda düzenlenecek “dini içerikli etkinliğin”, ziyaretçi sirkülâsyonuna engel olmaması, sınırlı sayıda ziyaretçinin katılımıyla dış avlu kısmında, Valilikçe belirlenecek saatlerde yapılması istendi.”

Ancak bu izin verilirken çok önemli bir ayrıntı bu hoşgörü çerçevesinde atlandı! “15 Ağustos 1461” aynı zamanda Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon Rum İmparatorluğu’nu yıktığı tarihtir. Bu çakışma; ilerleyen günlerde ve sonraki senelerde Yunanistan’da kullanıldı, 15 Ağustos’ta Sümela’da ayin yaparak Pontus’un rövanşının alındığı şeklinde değerlendirildi.

2010’da ana avluya kısıtlı bir ziyaretçi sayısı alınması şartıyla ayin için izin verilmesine karşın; Rum Cemaati mensupları ile Yunanistan’dan gelen ziyaretçilerin yanı sıra Rusya’dan da çok sayıda ziyaretçi geldiler ve Sümela’da izdiham yarattılar. Yunanistan’da sayıları yüzlerle ifade edilen Pontus dernekleri bulunmaktadır ve bu dernek ya da sivil toplum kuruluşlarının hepsi Türkiye karşıtıdırlar.

Aynı şekilde Rusya’da da ciddi boyutta bir Pontus organizasyonu ve kendilerine Pontuslu diyen, sayıları azımsanmayacak Rum bulunmaktadır. “Rusya Yunan Cemaatleri Federasyonu Başkanı” ve aynı zamanda Rus Duma’sı milletvekili olan aşırı “Pontus’çu” “İvan Savidis” de yukarıda bahsedilen, 15 Ağustos 2010’da Sümela Manastırı’nda yapılan ayinin organizatörleri arasındaydı. Ancak bu zat daha önceleri de provokasyonlarda bulunmuştur.

İvan Savidis’in adını ilk olarak 2009’da duyduk! 5 Ağustos 2009’da Rusya’dan geldiği bir grup Rum ile birlikte Sümela’da provokatif bir ayin düzenlemeye kalkıştı. Selanik Valisi “Panayotis Psomyadis’”in de aralarında bulunduğu bu grupla birlikte gelen Rum din adamları aniden mumları çıkartarak korsan ayin yapmaya başladılar. Trabzon Müzeler Müdürü Nilgün Yılmazer ve görevliler tarafından engellendiklerinde ise bir arbede yaşandı. Bu arbedenin ardında Rusya’dan gelen gruptaki Rumlar aniden  “Yunan Milli Marşı”nı okumaya başladılar. 

16 Ağustos 2009’da İHA’da ise şu haber yer aldı: İvan Savidis İHA’ya; “Trabzon'da görkemli bir Ortodoks kilisesi inşa edeceğimBu manastırlar ise bizim atalarımızdan kalan yerlerdir. Buralar Ortodoks dindar insanların kiliseleridir, Türk Hükümeti'nin kiliseleri değildir. Bu olayın ne kadar önemli bir olay olduğunu tüm Dünya’ya göstereceğim”  şeklinde bir beyanat vermişti. 

15 Ağustos 2010’da yapılan ayinin ardından Yunan gazetelerinde sanki rövanşa geldiler ve çok mutlu oldular ve bu ilk ayinden sonra çıkan Yunan gazetelerinde kullanılan şu ortak bir kelime ise düşündürücü oldu: “Huşu”…

15 Ağustos 2010’da çıkan Yunan gazetelerinin başlıkları şöyleydi:

Ethnos: “Sümela Manastırı’nda Ekümenik Huşu

Avriyani: “Trabzonda duygusal anlar; Sümela Manastırı’nda tarihi ayin” 

Vradini: “Pontus’un Meryem Anası,  artık daha güzel günlerin garantisi

Espresso: “88 yıl sonra huşu ve gözyaşı, Pontos’un Meryem Anası için ağladık

Elefteros Tipos: Meryem Ana artık gözyaşı dökmüyor

15 Ağustos 2009’daki provokasyon ile ilgili olarak, biraz gecikmeli de olsa, 7 Ocak 2010’da Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun TBMM’de gündem dışı söz alarak yaptığı konuşma; içeriği nedeniyle önem arz etmektedir.

15 Ağustos 2010’da yapılan ayinde ise iş ayyuka çıktı ve ziyaretçilerin büyük kısmı aniden üzerlerindeki giysileri çıkartarak üstünde eski Pontus İmparatorluğu haritaları ve bir kısım ziyaretçilerde ise “I am Pontios” yazılı tişörtler ortaya çıktı.

2011’de artık rutin hale gelen bu ayin için 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde yazdığımız 11 ve 20 Mayıs ile 8 Ağustos’ta yazdığımız üç makalede gelişmeleri ve bahsi geçen Meclis tutanağının tam metnini koyarak her yıl artarak yükselen “Pontus” faaliyetlerine bir kez daha dikkat çekmiştik.

Her sene 15 Ağustos’ta Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon Rum İmparatorluğu’nu yıktığı tarihte Sümela’da ayin yapmayı rutin bir “Hak” olarak gören zihniyet, bu sene tamirat nedeniyle ayin yapamayınca Cumhurbaşkanı mertebesinde “Kin” kustu!

Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos yapılamayan Sümela ayinine karşı bir alternatif olarak Yunanistan’daki “Vermio Dağı”nda bulunan “Panayia Sümela Manastırı”nda yapılan ayine katıldı ve orada yaptığı konuşmasında; 15 Ağustos için geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu sene Sümela’nın tahsis edilmemesini Türk Devleti’nin özellikle engellediğini ve bu durumun “keyfilik” olduğunu savundu.  Bir yandan Sümela ayini için ”Açıkçası çok üzgünüm” ifadesini kullanırken öte yandan sözde Pontus soykırımı için bunun Yunanlıların tarihsel belleğinde büyük bir acı olduğunu ve en azından, faillerin tespitini ve Türkiye’den artık “Samimi bir özür" beklendiğini, ifade etti…

Yunanistan Cumhurbaşkanı; Eleftherios Venizelos tarafından 1930 yılında, söz konusu edildiği gibi, Sümela’nın Yunanlılarca Kutsal Simge olduğunu ve Pontus aktivisti “Leonidas Iasonidis”in (1884-1959)  geçmişte Pontus için yaptığı çalışmaları övgüyle anlattı. Her 15 Ağustos’ta Pontus Rumlarının uğradığı bu acımasız soykırımdan dolayı ruhları için Sümela’da dua edilmesi gerektiğini söyledi ve “Türkiye; Yunanlıların/Rumların tarihsel hafızasını bükmesin” şeklinde de tehditkâr bir ifade kullandı.

Yunanistan’daki Panagia Sümela Vakfı Başkanı “George Tanimanidis” ise diğer Pontus derneklerinin de onayı ve Veroiya Belediyesi’nin de tasvibiyle ile Panayia Sümela Büyük Haç Ödülü’nü, Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos’a verilmesi kararlarını açıkladı. Pontus’daki Helenizm Soykırımı'nın tanınması için mücadelelerini savunmak için Cumhurbaşkanı’nın da desteklerinin devamını diledi.

Ayinden sonra ise Yunanlılarca Osmanlı’ya karşı direnişin simgesi sayılan “Aleksandır İpsilanti”nin büstüne çelenk konuldu. Alternatif ayine ve ardından yapılan seremonilere Yunanistan Maliye Bakan Yardımcısı Trifonas Alexiadis, SYRIZA Milletvekili Frosso Karasarlidou, milletvekilleri Kostas Gkioulekas, Andreas Lykourentzos, George Katsiantonis ve Veria Belediye Başkanı Kostas Vorgiazidis de katılanlar arasındaydı.

Yunan medyasında 16 Ağustos’ta çıkan haberlerde ise Cumhurbaşkanının bir gün önce verdiği beyanat ve yapılamayan ayin için Türkiye’yi suçladığı ile samimi bir özür beklentisine yer verildi, Türk Dışişleri Bakanlığı suçlandı ve ayinin yapılamayacağı hakkındaki Türk Dışişlerinin mektubuna “Demagoji” nitelemesi yapıldı. Dini ve milli nefreti körükleyen ve dostluk ile iyi komşuluk ilişkilerinin ruhuna aykırı olan bu durumun düzeltilmesi gerektiğini ve Cumhurbaşkanının Türkiye’de "Tüm azınlıkların insanlık dışı muamele" gördüğünü belirttiği medyada yer aldı. Tadilatın bir çarpıtma olduğu iddia edildi. Cumhurbaşkanının “Pontus Soykırımını unutmayacaklarını ve bunun nihai ispatı için çaba göstereceğiz ve samimi bir özür beklentisinde olacağız” şeklindeki ifadelerine özellikle yer verildi.