5 Mart 2020 Perşembe

ŞİDDETİ KUTSAYAN YUNAN DİN ADAMLARI


 Yunanistan’ın Türkiye’ye yakın bölgelerinden dört Metropolit  (Papazlıkta üst bir rütbe) 2 Mart’ta Yunan asker ve polisine destek için Türk-Yunan sınırı olan “Kastanies Sınır Kapısı”na giderek provokasyon yaptılar.
Bunlar Dimetoka, Orestias ve Soufli Metropoliti Damaskinos, İskeçe ve Peritheorion Metropoliti Metropoliti Panteleimon, Alexandroupolis (Dedeağaç) Metropoliti Anthimos ve Maroneia ve Komotini (Gümülcine) Metropoliti Panteleimon’dur.
Kaynaklarda bu dört metropolitin “Türklerin yarattığı kaos ile mücadele eden Yunan polis ve askerlerine moral ve dua desteği vermek için” gittikleri yorumlanıyor.
Yunan basınında, dört Metropolitin ağzında ortak söylem olarak aşağıdaki paragraf verilmiştir.
“Bugün buraya son birkaç gün içinde asker, polis, itfaiye, Belediye çalışanları ve başkanları ile ülkemizin sınırlarını Türklerin yarattığı kaostan korumak için mücadele eden tüm insanlara moral dileklerimizi ve desteğimizi ifade etmek için geldik. İnsanlarımız kararlı ve iyi ruh halindedirler.” Metropolitler (Sınır geçişlerinin önlendiğini ifade ederek) Barışın yeniden sağlandığını görmek güzel.”  dediler.
Bu organizasyonu yapan Dimetoka, Orestias ve Soufli Metropoliti Damaskinos’tur. Bu konudaki sosyal medya paylaşımlarında da Metropolit Damaskinos'un diğer üç metropoliti de organize ederek 2 Mart’ta Kastanies Sınır Kapısı’na giderek gövde gösterisi yaptıkları dile getirilmektedir.
Damaskinos 2 Mart’tan önce, 28 Şubat’ta Türkiye’nin sınır kapılarını açmakla ilgili kararından bir gün sonra Yunanlı gazeteci Maria Manaka’ya aşağıda özeti bulunan tepkisel bir röportaj vermişti.
Maria Manaka Metropolit Damaskinos’dan bahsederken şöyle diyor: “Türkiye’nin yarattığı ‘yasadışı göçmen silahlarıyla’ tanınmayan bir savaştan söz ediyoruz. Yunan silahlı kuvvetlerinin Yunanistan ve Yunan halkının hakları için verdiği çılgınca çabayı desteklerken, asker ve polislerimiz çok zor şartlarda ve güvende olmadan görev yapmaktadır
Metropolit Damaskinos'un basın açıklaması ise şu şekildedir: “Sınırlarımızda meydana gelen olaylara sessiz ve kayıtsız kalabilir miyiz? Silahlı kuvvetlerimiz ve Yunan sınır muhafızlarımız son zamanlarda savaşıyor. Yasadışı göçmenlerden oluşan bir silahla acımasız bir savaştır bu!
Anavatanımızın savunması ve halkımızın onuru için mücadelede eden herkes için dua ediyoruz. Yerel topluluklar ve cemaatlerimiz sınırlarımızı savunanlara sempati duyuyor"
Damaskinos ve diğer metropolitler belirli zamanlarda ayin ya da başka bahanelerle Türkiye’ye giriş yapmakta!
Fener Rum Patrikhanesi ile birlikte (Zaten hiyerarşi olarak Bartholomeos’a bağlıdırlar) Marmara Bölgesi ve Anadolu’daki çeşitli bölgelerdeki metruk Rum kiliseleri üzerinden faaliyette bulunmaktalar…
Bir örnek;
Nisan 2013’te Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde restore edilen Aziz Ioannis Kilisesi için (O zamanki) Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen yanına Dimetoka Metropoliti Damaskinos’u da alarak Rum Partrikhanesi'nde Patrik Bartholomeos'u ziyaret etmişti. Yapılan ziyarette Rum Patriği Bartholomeos ve Dimetoka Metropoliti Damaskinos açılması düşünülen Eskiköy Sınır Kapısı için Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen'e destek sözü vermişlerdi.
Yukarıda önemli gördüğümüz için örnek verdiğimiz bu ziyaret Damaskinos ve diğer üç metropolitin Türkiye’ye yaptığı onlarca ziyaretten sadece biri!
Türkiye’de cirit atan, başta Damaskinos olmak üzere bu Yunan metropolitler aynı zamanda Batı Trakya’daki Türklerle ilgili de her fırsatta olumsuz yorumlarda bulunan ve hatta zaman zaman halkı Türkler aleyhine kışkırtanların da arasında bulunuyorlar…
Alexandroupolis (Dedeağaç) Metropoliti Anthimos ise sınırda yaptıkları şovun bir gün sonrasında SKAI TV’ye (ΣΚΑΙ) şöyle bir beyanatta bulundu: “Çok sabır gösterdik. Hayırseverliğimizi de gösterdik ve tüm dünyaya misafirperverliği gösterdik ve de öğrettik. İnsanlara Ortodoks maneviyatımızı gösterdik ve onlara yardım ettik.
Komşu ülke (Türkiye) insan haklarına ve insan onuruna karşı suç işlemektedir. Maskeleri düştü, tüm bu yıllar boyunca bizimle dalga geçtiler.
Bu tuhaf bir savaş. Askerlerimizin ne fırlattıklarını gördük. Sadece göz yaşartıcı gaz… Türk askeri ve polisi ise yazıyor. Aralarında kadın ve çocukları olan bu sefil insanları nereden buldular?”
Bu beyanat çok ilginç; bir din adamı mülteciler hakkında “bu sefil insanları nereden buldular?”  diyebiliyor. Bahse konu olan insan ve bu sözde din adamı, görevi iyiliği ve merhameti öğretmek olan bu sözde din adamı mazlum mülteciler için “bu sefil insanları nereden buldular?” demekte…
Anthimos da Damaskinos ve diğer metropolitler gibi belirli zamanlarda ayin ya da başka bahanelerle Türkiye’ye giriş yapmakta!
Batı Trakya’da Türkiye Aleyhine Davranışta Bulunan Sadece Yunan/Rum Papazlar mı?
Yunanistan tarafından atanmış Müftü Halil Cihad’ın Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışan mültecilerle ilgili beyanatına bakalım!
Gümülcine’de Yunanistan tarafından atanmış olan Müftü Halil Cihad; Kastanies Sınır Kapısı’ndaki gelişmelerle ilgili bir açıklama yaptı. 2 Mart’ta “Xanti Press Ajansı”nda çıkan haberin özeti aşağıdadır:
Komşu ülkede (Türkiye’de) yıllarca yaşayan insanların Yunan topraklarına zorla girmeye çalıştıklarını görmek hoş değil. Hiç kimse vatanımız Yunanistan'ın doğru olanı yaptığını inkâr edemez. Bir AB üyesi olarak Yunanistan'ın, topraklarını korumak ile ilgili hakları savunmak için antlaşmaların hükümlerine ve Avrupa operasyonları çerçevesinde hareket etme hakkı vardır"  (Yorumsuz!)
Atanmış Müftü Halil Cihad ile ilgili internette yapılacak bir aramada; Batı Trakya Türklerinin kendisine gösterdikleri tepkileri ve hakkındaki söylemleri bulabilirsiniz…
Uluslararası hukukta mütekabiliyet diye bir kavram var. Bir yanda Türkiye’deki Rum Patrikhanesi’nin din adamlarına her türlü tolerans gösterildiği, öte yandan Batı Trakya’da seçilmiş müftülere sürekli davalar açarak yıldırmaya çalışan ve kendi atadığı kukla müftüleri öne süren Yunanistan!
Seneler önce merhum İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ile sohbetlerim ve birlikte çıktığım televizyon programları olmuştu. Çektiği zulmü ilk ağızdan dinlemek inanın tüylerimi diken diken etmişti.
Günümüzde değişen bir şey yok Batı Trakya Türklerinin seçtikleri Müftüler mahkeme kapılarında süründürülerek yıldırma politikası sürdürülüyor.
Atanmış müftüler ise ya Türk değil ya da atanmış Müftü Halil Cihad örneğinde olduğu gibi Türkiye için “Komşu ülke” diyecek kadar kimliğine yabancılaşmış!

AZİZ ANDREAS KUTLAMALARI ve YUNANİSTAN-MISIR İŞBİRLİĞİ


 30 Kasım’da, Dünya’nın her yerinde kutlanan, Hazreti İsa’nın havarilerinden Aziz Andreas’ın dinî gününü Rum Patrikhanesi Ekümeniklik iddiasını destekleyen bir tez olarak kullanıyor. Bu hususta daha ayrıntılı bilgi için “Aziz Andreas Kutlamaları ve Patrikhane-Vatikan İşbirliği” adlı bir önceki makalemizi okuyunuz.



Ülkemizin güncel sorunlarından biri Akdeniz’deki güç dengesidir. Karşımızda “Yunanistan”, “Güney Kıbrıs Rum Kesimi” ve “Mısır”dan oluşan üçlü bir ittifak var ve bu ittifak Türkiye’nin Akdeniz üzerindeki çıkarlarından fevkalade rahatsız! Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşmadan en çok rahatsızlık gösteren ise Yunanistan’dır!

30 Kasım’da Rum Patrikhanesi’nde yapılan Aziz Andreas dinî törenlerinde sadece Vatikan/Patrikhane işbirliği değil “Patrikhane-Mısır” işbirliği de vardı. Bu makalemizde Türkiye karşısındaki üçlü blok ülkelerinden Mısır’ın Hıristiyan bir dinî kurumu olan “İskenderiye Patrikhanesi” ile Rum Patrikhanesi arasındaki işbirliğini ele alıyoruz.

Bu işbirliğini ele almadan önce konunun anlaşılabilirliğini sağlamak için bazı hususlara kısaca değinmek gerekiyor.

Geçtiğimiz yıl içinde Rum Patrikhanesi ile Rus Patrikhanesi arasında dinî görüntü altında, aslında siyasi bir kavga yaşandı. Kavganın özünde Rus Kilisesi’nin dinî yetki alanında bulunan Ukrayna’daki kiliselerinden birine Rum Patrikhanesi’nin “Otosefal” (Özerk) statüsü vermesidir.
Dünya’daki en büyük Ortodoks nüfusa sahip olan ülke Rusya’dır. Bir yanda yaklaşık 100 Milyon Ortodoks’un dinî lideri konumundaki Rus Patrikhanesi öte Türkiye’de birkaç bir kişinin dinî lideri konumundaki Rum Patrikhanesi var…

Ukrayna Kilisesi sorunu dinî değil siyasi bir sorundur. Rus Patrikhanesi’ne Rusya devlet olarak destek vermektedir. Birkaç bin kişilik cemaati olan Rum Patrikhanesi’ne ise destek veren ABD’dir. Ortada olan ise din üzerinden Rus/ABD kavgasıdır. “Türkiye bu kavganın neresindedir?” Sorusunun cevabı ise Rum Patrikhanesi’nin Türkiye topraklarında bulunmasıdır. Patrikhaneler üzerinden Rus/ABD çekişmesinin tarafı olmak isteyen ABD’nin ise Patrikhane’ye tüzel kişilik kazandırmak, Ekümenikliğin Türkiye tarafından kabul edilmesi vs. birçok talebi var.

(Gerek Ukrayna Kilisesi sorunu ve gerekse Patrikhane’nin statüsü ile ilgili bu sitede çok sayıda makale bulabilirsiniz)

Dinî ve tarihi açıdan birinci sıradaki Patrikhane İskenderiye Patrikhanesi’dir. Önceki makalemizde ayrıntılı olarak açıkladığımız gibi Bizans Devleti siyasi olarak, imparatorluğun kilisesi olan Rum Patrikhanesi’nin birinci sırada saymaktaydı.

Ukrayna Kilisesi krizi çıktığı zaman Rum Patrikhanesi bir yandan Ukrayna’daki ayrılıkçıları organize etmeye, öte yandan ise diğer patrikhanelerin Ukrayna Kilisesi’nin özerkliğini kabul etmeleri için ABD’yi de kullanarak baskı yapmaya başladı. Yukarıda da belirttiğimiz gibi yaşananlar ABD ile Rusya Federasyonu arasındaki siyasi bilek güreşidir ve din siyaset adına kullanılmaktadır.

15 Eylül 2018’de Rus Patrikhanesi Rum Patrikhanesi ile ilişkileri kesti ve tarihi olarak ilk sırada bulunan İskenderiye Patrikhanesi’nin bundan böyle Rusya tarafından “Birinci” olarak kabul edileceğini deklare etti.

İskenderiye Patriği Theodore (Theodoros), Ukrayna Kilise sorunu sürecinde Ukrayna’daki ayrılıkçı kiliseyi tanımak ya da tanımamak şeklinde bir adım atmamıştı. Rusya’nın bu hamlesine sessiz kaldı.

İşte tam da bu noktada Türkiye’nin Akdeniz’de karşısında duran üçlü ittifak “Yunanistan”, “Güney Kıbrıs Rum Kesimi” ve “Mısır” devreye girdi. İskenderiye Patriği Theodore’a bir yandan kendi devleti Mısır baskı yapmaya başladı. Öte yandan Yunanistan da siyasi ve hatta askeri olarak Patrik Theodore’u yakın markaja aldı.

Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis 8 Ekim’de Mısır’a resmi bir ziyaret yaptı ve ziyaret kapsamında İskenderiye Patriği ile de görüştü. Ancak bu görüşmeden birkaç gün önce Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Antonis Demataris Mısır’a gitti ve İskenderiye Patriği ile özel bir görüşme yaptı. Bu görüşmelerin içeriği ile ilgili pek fazla ayrıntı yok ama aradan bir ay geçtikten sonra İskenderiye Patriği hamlesini yaptı ve 8 Kasım’da; İskenderiye Sen Sinod’u (Dinî Meclis) üyelerine ve Metropolitlere, Ukrayna Kilisesi'nin özerkliğini tanıdığını açıklayan bir mektup gönderdi.

Mektupta; “Konuyu uzun ve hepinizle özel olarak tartıştıktan sonra, dikkatli bir şekilde ve çok dua ederek Ukrayna Ortodoks Kilisesi'nin özerkliğini tanımaya karar verdim” dedi.

Bu kararın ardından 30 Kasım’da İstanbul’da yapılacak olan Aziz Andreas’ın dinî gününde şeref konuğunun İskenderiye Patriği olacağı açıklandı. 

Patriği Theodore’un İstanbul’a hareketinden sadece bir gün öncesinde ilginç bir misafiri oldu! Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı adına Korgeneral George Kampas İskenderiye’ye giderek Patrik Theodoros’u ziyaret etti. Yunanistan İskenderiye Başkonsolosu Athanasios Kotsionis da bu ziyarette generale eşlik etti.

Yukarıda da belirtildiği gibi ziyaret “Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı” adına yapılmıştır. Kabulde Yunanistan ve Mısır milli marşları çalındı ki bu dini bir kurum içinde bugüne değin rastlamadığımız bir örnektir!

Kabulde Korgeneral George Kampas “Ülkemizin (Yunanistan’ın) güvenliği sizin gücünüze bağlıdır” şeklinde enteresan bir ifade kullanmıştır.

Korgeneral George Kampas ayrıca Patrik Theodore'ye “Mısır ve Afrika'da Ortodoksluğu teşvik etmenin yanı sıra, Helenizm ve Yunan Ortodoks kültürünü desteklemeniz son derece önemlidir. Ve bunun için çok teşekkür ederim. Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nın emriyle, Mısır ile ilişkilerimizi ve ilişkilerimizi geliştirmeye ve daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. Vurguladı. Amacımız; Akdeniz’de, bölgede istikrar ve barışı sağlamaktır. Mısırlılar bizi kendilerine yakın istiyor. Ve Yunan Ordusunu da bir müttefik olarak görüyorlar ki bu bizim için ve sizin için İskenderiye Patrikliği için dahi çok önemlidir” şeklinde bir konuşma yaptı.

Korgeneral George Kambas aynı gün Atina'ya geri döndü. Ertesi gün ise Patrik Theodore İstanbul’a hareket etti.

Bu noktada “Bize ne İskenderiye Patriği’nden ve ona yapılan ziyaretten?” şeklinde akıllara bir soru gelebilir.

Bu makaleyi yazdığımız esnada Yunanistan”, “Güney Kıbrıs Rum Kesimi” ve “Mısır” üçlü ittifakının Türkiye aleyhine yaptıkları çalışmalar ortada.

Yunanistan’ın yöneticileri an itibari ile öfke krizine girmişler, Türkiye/Libya arasındaki Akdeniz anlaşmasından dolayı ne yapacaklarını bilmiyorlar.

İskenderiye Patrikhanesi Mısır’daki bir kurum ve Mısır’ı yöneten Sisi 2017’de gizli bir anlaşma ile Yunanistan’a Akdeniz’de 7 Bin kilometrekarelik bir alan bırakmış.

ABD ile başımız belada yine bu makaleyi yazdığımız esnada ABD Senatosu Dışişleri Komisyonu’nda Türkiye’ye yaptırım öngören tasarı oylandı ve kabul edildi. Aynı ABD Rum Patrikhanesi’nin en büyük destekçisi…

Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı adına Korgeneral George Kampas İskenderiye’ye gitmiş olmasının ardında ne olabilir?

Çünkü Korgeneral Kampas özel olarak İskenderiye Patriği ile görüşmeye gidiyor. Bu ziyaretin Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı adına yapılmış olması ile Korgeneralin “Ülkemizin (Yunanistan’ın) güvenliği sizin gücünüze bağlıdır” şeklindeki ifadesi düşündürücüdür.

Üçlü ittifaktaki Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin dikkate almak gerekir mi bilinmez ama Mısır ve Yunanistan işbirliğine askeri unsurlarının yanı sıra dinî unsurların da dâhil olması düşündürücüdür.